21 Kasım 2014 Cuma

2014 KIŞA DOĞRU

 Bal hasadından sonraki çalışmalarımız gelecek yıla yöneliktir.
Eski petekleri erittik.

  Bal hasadı yaptığımız bazı arılarda tahminlerin üzerinde varroa  görüldü. Bu  kovanlara  amitraz içerikli ilaçlar verildi ve varroa yoğunluğu düşürüldü.

                                 Formik asit verdiğim altı telli kovan

                      Bu sene 20 kovana varroa  için ABvarC veriyorum.

 
           
                         ABvarC'nin etkisi yavaş yavaş oluyormuş

Mevcut arılarımın yarısına yakınının anarısı yenilendi. Anarı yenileme sırasında arı kuşlarından zarar gördük. Bazı anarılar çiftleşme uçuşundan kovanlarına dönemediler.


Anarısını geç yenileyen kovanlara polen taşıma işi diğer kovanlara göre daha fazla.

Geçen yıllardaki deneyimler gösterdi ki verimli ve kaliteli anarılar bölgenin oğul mevsiminde dünyaya gelen anarılarıdır.  Bazı arılar ağustos ayında anarı değiştirdi. Vardır bir nedeni, yoksa durup dururken niye değiştirsin?

Eylül ayının ikinci yarısında yağmurlarla birlikte hava sertleşti. Birkaç gün gündüzleri 18-19 derece; geceleri 12-13 derece civarında seyretti. Hava serinlediği için anarılar yumurtayı kestiler. Ekim ayının ilk günleri de serindi, bayramdan sonra havalar ısındı. Arılar az da olsa nektar taşıdılar. Arazi ilkbahar kadar olmasa da yeşerdi ve bazı bitkiler çiçeklendi. Hatta bazı meyve ağaçları (kiraz ve erik) şaşırarak tek tük çiçek açtı.

Kovan girişleri yazlık girişten, kışlık giriş biçimine  getirildi ama kasım ayının sonlarına yaklaştığımız şu günlerde arıları rahatsız eden yabani arı yok. Dolayısıyla kovan girişlerini normal durumuna getireceğim.


 
      Elimizde balımız varken ihtiyaç duyduğumuzda kullanılmak üzere kekimizi yaptık.

 
Sonbahar tam anlamıyla kendini gösterdi. Artık ağaçlar bu yaşlı yapraklardan kurtuldu. Kışa hazırlar.
2014 yılı Trakya'da oldukça yağışlı geçti. Son günlerde aşırı yağışlar oldu. Buğday ekmek isteyen pek çok çiftçi hava muhalefetinden dolayı ekim yapamadı.
 Okuyucu ve izleyicilere selamlar.

28 Ağustos 2014 Perşembe

TEMMUZ - AĞUSTOS 2014

2014 Yılı yaz dönemi arıcılık çalışmalarımıza mayıs ve haziran aylarındaki sürekli yağışlı havalar yön verdi. Doğanın gidişatına ayak uyduramayınca arıcılığımız zayıf kaldı ve zaten sadece bala çalışınca bal verimi de beklentilerin epey altında gerçekleşti. Kırklareli'de bizim arılığımıza yakın bölgelerde durumundan memnun olan arıcıya rastlamadım. Ekilen ayçiçeklerin bir kısmı arıya ve dolayısıyla arıcılara zarar veren tohumdanmış.


 Az sayıdaki oğullardan biri
 
Arkadaşım Hasan'ın ceviz bahçesindeyiz.
Gece saat 24.00'te çuvala alıp ertesi gün arılıkta kovana koyduğum arının anarısı
 
Arılarda varroa... Oğulları kovana koyduktan sonra 2-3 gün içinde varroayla mücadele başlıyor.
 
Bazı çiftçiler ilaçlı ayçiçeği ekmiş, arı sağlığı için zararlıydı.
 
Petek kabartan arılar
4 gün sonra aynı çerçeveye bal konuyor.
 
Varroa mücadelesinde işi sıkı tutmak lazım. Aksi halde bu görseldeki gibi manzaralarla sık sık karşılaşırız.
Doludan kurtulan şeftalilerden biri
 
Bu yıl fare yılı. O kadar çok ki bu fare yavruları bir sepet kovanın üzerinde durduğu kütüğün altındaydı.
 
Yeşilbaşlar da arılığın demirbaşlarından... Artık kaçmıyorlar, artist gibi poz veriyorlar
 
Hava durumundan dolayı ekimi geniş bir zaman dilimine yayılan ayçiçeklerinin 10 ağustosta çektiğim fotolar.
Arılığın yakınındaki salçalık biberler sahibi tarafından sulanıyor.
 
Bal hasadı
Arılığa diktiğim birkaç kök domatesten pembe olanlar...
 
Birisinin arılarına bakıyoruz. Kovanda trafik yok. Kapağı açınca karşılaştığımız manzara. Bol bol ağ kurdu kelebeği üremiş. Kelebekler kovanlara girip yumurtalarını bırakacaklar.
 
 Bir yandan arı kuşları, bir yandan ebabil kuşları. Bu göçmen kuşları besliyoruz. Besin zincirinin kopmaması gerek, onlarda nasiplerini alıyor. Zeki kuşlar. Üç öğün arı ziyafeti.  Arıların kovanlara döneceği zamanı ve yönü biliyorlar. Sonra kalabalık bir şekilde arılara sağlı sollu saldırı. Bazen arı kuşun peşine takılıyor, güya kuşu kovalıyor.  Fakat sonuç malum.
 
Bu yaz tanık olduğum başka bir arı olayı da mayıs - haziran doğumlu olan  bazı ana arıların sonraki aylarda arı tarafından değiştirilmesi oldu.
 
Okuyucu ve izleyicilere selam ve saygılar.



4 Temmuz 2014 Cuma

ANA ARI YETİŞTİRİCİLİĞİ KURSU

Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliğinin izniyle Kırklareli Arıcılar Birliği tarafından açılan ana arı yetiştirme kursu bugün bitti. Günün anısına toplu fotoğraflar çektirildi.

23.06.2014 tarihinde Kırklareli Tarım İl Müdürlüğünde bir salonda başlayan kurs saha çalışmasıyla tamamlandı ve bugün yapılan sınavla sona erdi.
 Devrim Hoca ve Kırklareli Arıcılar Birliği Başkanı Cemalettin Hoca
Rıdvan Ulus, bize ilk arıcılık kursunu veren hocamız.

Merkezdeki arıcılar, uygulama yapmak için Üsküpdere köyünde arıcı Bilal Şahan'ın arılığına gittik.

Bilal Bey'in hem kendisinin hem arılarının maşallahı var.  Kendisiyle 2006 yılında tanışmıştım. Bir arı sevdalısı... Bilal abinin arıları çok sakin. Arılığına beş adet ana arısız ruşet götürdüm. Ana arıları ruşete vermiş. Anarılar çiftleşince alacağım. Önümüzdeki günlerde arıcılık çalışmalarıyla ilgili tecrübelerini bizimle paylaşacak. Sağ olsun bilgi paylaşmayı ve yardım etmeyi seviyor.


 Devrim Hoca, bal mumundan ana arı memesi yapmak için elindeki 8 mm çapındaki çubuğu tanıtıyor.
 
Bu arıcı arkadaşımız arıların sakinliğini göstermek için onlara yanağını sürdü.
 
  Ali Osman Bey, gösteriye böyle katkıda bulundu.

 
Fotoğrafta iyi görünmüyor ama transfer edilecek kurtçuğu gösteriyor, Hoca.

Bu kursa katılan arıcıların bir çoğu larva transferi yoluyla ihtiyacı olan ana arıyı ( anarı ) yetiştiriyormuş. Kurs süresince bal arısı kolonisini tanıma, arıcılık malzemelerini tanıma, kullanma, kovanlar, arı hastalıkları, hijyen, arı ürünleri, arı zararlılarına karşı uygulanan yöntemler ve etken maddeler vb. konularda bilgilerimizi tazeledik. Yeni bilgiler öğrendik. Gen kaynaklarının korunması ve arı ıslahı, arı ırklarının özellikleri gibi. Örneğin bir deney yapmışlar. Farklı gen kaynaklarından arıların varrao ile mücadelesinde bir arı gurubu üzerine tırmanmaya başlayan varraoyu vücudundan atması deneyi gibi.
 

Okuyucu ve izleyicilere selam ve saygılar.

28 Haziran 2014 Cumartesi

2014 İLKBAHARI ARICILIK İŞLERİM


Son yayından bugüne dört ay geçmiş. Mart, nisan, mayıs, haziran dört ay… İçinde pek çok olay, durum, eylem, iş, konu, sorun…  Vb. olan dört ay. İnsanın değil dört ay, bazen gün içinde bile duygudan duyguya, durumdan duruma geçen ruh hali olur. Bu sürede elbette zamanım el verdikçe arılarımla ilgilendim.
13 Haziran 2014 öğrencilerin karne günü ve yaz tatilinin başlaması
 
 
27 Haziran 2014 tarihi itibariyle biz öğretmenlerin 2013-2014 iş yılı bitti ve iki aylık yaz tatilimiz başladı. Arılara daha çok zaman ayırabileceğim.
ARICILIK İŞLERİ
Kışı çok az kayıpla atlattık. Bir sepet kovan, iki de fenni kovan kışı çıkaramadı.
Mart ayı arılar için çok iyi geçti. Havalar ılık, çiçek bol, polen bol. İhtiyacı olan arılara besin takviyesi yapılıyor. Sadece mart ayının son günlerinde bir iki gün kırağı oldu. Bazı meyveler zarar gördü: asma, kayısı, erkenci cevizler gibi.
 
 Nisan, marta göre daha serin ve yağışlı geçti. Nisan ayıyla birlikte fırsat buldukça bahar bakımlarına başladık. Kat ihtiyacı olan arılara kat vermeye başladım. Arıların gelişimi çok çok iyi. Sadece arıların durumu değil tarımın diğer kollarında da çiftçilerin yüzü gülüyor. Özellikle buğday arpa gibi ürünler çok canlı görünüyor, diğer yıllara göre daha verimli bir yıl olacağı belli oluyordu.

Nisan başı arıların maşallahı var
Kiraz çiçeği
 
Geçen yazdan 7 çerçeve kalan bir arı, nektar gelince başlamış petek örmeye
 
 
 
 
 
 
Nisan ayı yağmurlarıyla meşhurdur, gerçekten iyi yağışlar oldu. Çiftçiler genellikle hava durumunu dikkate alarak ayçiçeği ve mısır gibi endüstri bitkilerini nisanın ikinci yarısında ekerler. Tarlası tava gelen ekeceğini ekti, ekemeyenlerin çoğu tarlası ekime hazır vaziyette bekledi. Fırsatını bulan ekti. Ektiği ürünü iyi çıkmayanlar önceki ürünü bozarak yeniden ekim yaptı. Daha dün ayçiçeği ve mısır ekenler vardı. Çünkü mayıs ayı ve haziran ayı o kadar yağışlı geçti ki yerler kurumadı. Zaman zaman dolu yağdı. Fırtına çıktı.

Mayıs ve haziran ayındaki olumsuz hava koşullarından çok kötü etkilendik. Bir de mayısın yirmisi sıralarında birkaç gün yağmur yağmadı. Bu sürede Ayçiçek ve mısır ekimi yapıldı. Bu ürünler ekilirken kullanılan tarım ilaçları arılarıma büyük darbe indirdi. Katliam tarihi 22 ve 23 mayıstır.  Bu katliamdan hemen hemen bütün kovanlar etkilendi ama 8-9 kovanın her birinin önünde bir oğul kadar tarlacı arı telef oldu. Katil çiftçiler…  

                                              Erikler köyünden arıcı Cengiz

 
Karaçalılar çiçekte ama yağmurlardan arı fazla yararlanamadı.
 
Haziran ayı bu sene kötüydü. Yağmur yağmur yağmur…  Zaten mayıs da suluydu. Arılar doğadan yeterince faydalanamıyor. Kirazlar nasıl kızardı, nasıl karardı ve çatladı. Doğru dürüst yemeden dalında çatladı, kurda kuşa yem oldu. Dutlardan da bir şey anlamadık. Karaçalılar açarken 3-4 gün hava düzeldi. Bol polen girişi oldu, petek kabartma başladı. Gene yağmurlu hava ki ne yağmurlar ne yağmurlar! Artık toprak, sudan boğulacak hale geldi. Çukurlar su dolu, ortalık rutubet ve nemden geçilmiyordu.
Kırklareli Arıcılar Birliği'nden arılarınızı besleyiniz uyarısı geldi.
                              Yağmura devam
 Yağmurlu ve soğuk hava kirazları çatlamaya başlamış.
Sabahtan hava güneşliydi, öğleden sonra aniden bastıran yağmur, arabanın silecekleri yetiştiremiyor.
 
Arılıkta her birinden üçer beşer tane on kadar meyve ağacı türü var. Bol yağışlı havadan çıkardığım derslerden birisi kiraz, vişne ve badem gibi ağaçların çok sulu tarlalarda yaşayamayacağını görmem oldu. Dibinde 4-5 gün su birikintisi olan ve etkilenmeyen meyve fidanı armut oldu. Yağan dolu asmaları adeta budamış, yapraklar delik deşik olmuş ve yaralı dalları terk etmek zorunda kalmışlar.  Kalan yapraklar da hastalanmış.


Birkaç kök salatalık ekmiştim, dolu vurmuş.

Kiraz fidanı bu kadar suya dayanamadı.
Fazla mum ve propolis kullanan bu arılar yağışlı ve nemli havalarda gelişme gösteremedi.
 
Arılara bakımda kontrolü kaybettim. Sonuç 10-15 kovanın uçuş tahtasını kapattım. Ölen bu arılardan 5-6 tanesinin ortak bir özelliği vardı. Örtü tahtasını kaldırdığım zaman çıtaların arasında birkaç delik görürdüm, bu deliklerden çıkarak çıtaların üzerinde gezinirlerdi. Çıtaların üstü bu deliklerin haricinde mum ve propolisle kapalı olurdu. Demek ki bu cins arılar bol yağmurlu ve nemli havaların arıları değil. Ama bal verimleri fena sayılmazdı.
 
18 Haziran günü akşamı önce yağmur, sonra dolu yağdı, maalesef videosunu yükleyemedim.
 

Arılar aç kalmış, açıkta kalan yavrularda bozulmalar var. Bazı kovanlar oğul vermiş. Çıkan oğul toz olmuş.    

Oysa bu sene 22 Nisan akşamı biri telefon etti: “Senin arılıktaki erikte bir oğul var.”  23 Nisan günü bayram töreninden sonra gittim, oğul yerinde duruyor. Kovanladık gitti. Arılıkta dört sepet arım vardı. Onlardan mayıs başında on kadar oğul çıktı. Beni bekleyenlere ödül olarak dayalı döşeli birer kovan verdim. Gidenlerin hayırlı birinin eline geçmesini temenni ettim.  

Neyse ki baştan olumlu olan ve sonra olumsuz durumlar yaşayan arılarımıza bölgemizin ana bal kaynağı olan ayçiçekleri açmaya başladı. Kademeli ekim olduğu için en az bir buçuk ay polen ve nektar kaynağımız olacak.

                               Okuyucu ve izleyicilere selam.