28 Haziran 2014 Cumartesi

2014 İLKBAHARI ARICILIK İŞLERİM


Son yayından bugüne dört ay geçmiş. Mart, nisan, mayıs, haziran dört ay… İçinde pek çok olay, durum, eylem, iş, konu, sorun…  Vb. olan dört ay. İnsanın değil dört ay, bazen gün içinde bile duygudan duyguya, durumdan duruma geçen ruh hali olur. Bu sürede elbette zamanım el verdikçe arılarımla ilgilendim.
13 Haziran 2014 öğrencilerin karne günü ve yaz tatilinin başlaması
 
 
27 Haziran 2014 tarihi itibariyle biz öğretmenlerin 2013-2014 iş yılı bitti ve iki aylık yaz tatilimiz başladı. Arılara daha çok zaman ayırabileceğim.
ARICILIK İŞLERİ
Kışı çok az kayıpla atlattık. Bir sepet kovan, iki de fenni kovan kışı çıkaramadı.
Mart ayı arılar için çok iyi geçti. Havalar ılık, çiçek bol, polen bol. İhtiyacı olan arılara besin takviyesi yapılıyor. Sadece mart ayının son günlerinde bir iki gün kırağı oldu. Bazı meyveler zarar gördü: asma, kayısı, erkenci cevizler gibi.
 
 Nisan, marta göre daha serin ve yağışlı geçti. Nisan ayıyla birlikte fırsat buldukça bahar bakımlarına başladık. Kat ihtiyacı olan arılara kat vermeye başladım. Arıların gelişimi çok çok iyi. Sadece arıların durumu değil tarımın diğer kollarında da çiftçilerin yüzü gülüyor. Özellikle buğday arpa gibi ürünler çok canlı görünüyor, diğer yıllara göre daha verimli bir yıl olacağı belli oluyordu.

Nisan başı arıların maşallahı var
Kiraz çiçeği
 
Geçen yazdan 7 çerçeve kalan bir arı, nektar gelince başlamış petek örmeye
 
 
 
 
 
 
Nisan ayı yağmurlarıyla meşhurdur, gerçekten iyi yağışlar oldu. Çiftçiler genellikle hava durumunu dikkate alarak ayçiçeği ve mısır gibi endüstri bitkilerini nisanın ikinci yarısında ekerler. Tarlası tava gelen ekeceğini ekti, ekemeyenlerin çoğu tarlası ekime hazır vaziyette bekledi. Fırsatını bulan ekti. Ektiği ürünü iyi çıkmayanlar önceki ürünü bozarak yeniden ekim yaptı. Daha dün ayçiçeği ve mısır ekenler vardı. Çünkü mayıs ayı ve haziran ayı o kadar yağışlı geçti ki yerler kurumadı. Zaman zaman dolu yağdı. Fırtına çıktı.

Mayıs ve haziran ayındaki olumsuz hava koşullarından çok kötü etkilendik. Bir de mayısın yirmisi sıralarında birkaç gün yağmur yağmadı. Bu sürede Ayçiçek ve mısır ekimi yapıldı. Bu ürünler ekilirken kullanılan tarım ilaçları arılarıma büyük darbe indirdi. Katliam tarihi 22 ve 23 mayıstır.  Bu katliamdan hemen hemen bütün kovanlar etkilendi ama 8-9 kovanın her birinin önünde bir oğul kadar tarlacı arı telef oldu. Katil çiftçiler…  

                                              Erikler köyünden arıcı Cengiz

 
Karaçalılar çiçekte ama yağmurlardan arı fazla yararlanamadı.
 
Haziran ayı bu sene kötüydü. Yağmur yağmur yağmur…  Zaten mayıs da suluydu. Arılar doğadan yeterince faydalanamıyor. Kirazlar nasıl kızardı, nasıl karardı ve çatladı. Doğru dürüst yemeden dalında çatladı, kurda kuşa yem oldu. Dutlardan da bir şey anlamadık. Karaçalılar açarken 3-4 gün hava düzeldi. Bol polen girişi oldu, petek kabartma başladı. Gene yağmurlu hava ki ne yağmurlar ne yağmurlar! Artık toprak, sudan boğulacak hale geldi. Çukurlar su dolu, ortalık rutubet ve nemden geçilmiyordu.
Kırklareli Arıcılar Birliği'nden arılarınızı besleyiniz uyarısı geldi.
                              Yağmura devam
 Yağmurlu ve soğuk hava kirazları çatlamaya başlamış.
Sabahtan hava güneşliydi, öğleden sonra aniden bastıran yağmur, arabanın silecekleri yetiştiremiyor.
 
Arılıkta her birinden üçer beşer tane on kadar meyve ağacı türü var. Bol yağışlı havadan çıkardığım derslerden birisi kiraz, vişne ve badem gibi ağaçların çok sulu tarlalarda yaşayamayacağını görmem oldu. Dibinde 4-5 gün su birikintisi olan ve etkilenmeyen meyve fidanı armut oldu. Yağan dolu asmaları adeta budamış, yapraklar delik deşik olmuş ve yaralı dalları terk etmek zorunda kalmışlar.  Kalan yapraklar da hastalanmış.


Birkaç kök salatalık ekmiştim, dolu vurmuş.

Kiraz fidanı bu kadar suya dayanamadı.
Fazla mum ve propolis kullanan bu arılar yağışlı ve nemli havalarda gelişme gösteremedi.
 
Arılara bakımda kontrolü kaybettim. Sonuç 10-15 kovanın uçuş tahtasını kapattım. Ölen bu arılardan 5-6 tanesinin ortak bir özelliği vardı. Örtü tahtasını kaldırdığım zaman çıtaların arasında birkaç delik görürdüm, bu deliklerden çıkarak çıtaların üzerinde gezinirlerdi. Çıtaların üstü bu deliklerin haricinde mum ve propolisle kapalı olurdu. Demek ki bu cins arılar bol yağmurlu ve nemli havaların arıları değil. Ama bal verimleri fena sayılmazdı.
 
18 Haziran günü akşamı önce yağmur, sonra dolu yağdı, maalesef videosunu yükleyemedim.
 

Arılar aç kalmış, açıkta kalan yavrularda bozulmalar var. Bazı kovanlar oğul vermiş. Çıkan oğul toz olmuş.    

Oysa bu sene 22 Nisan akşamı biri telefon etti: “Senin arılıktaki erikte bir oğul var.”  23 Nisan günü bayram töreninden sonra gittim, oğul yerinde duruyor. Kovanladık gitti. Arılıkta dört sepet arım vardı. Onlardan mayıs başında on kadar oğul çıktı. Beni bekleyenlere ödül olarak dayalı döşeli birer kovan verdim. Gidenlerin hayırlı birinin eline geçmesini temenni ettim.  

Neyse ki baştan olumlu olan ve sonra olumsuz durumlar yaşayan arılarımıza bölgemizin ana bal kaynağı olan ayçiçekleri açmaya başladı. Kademeli ekim olduğu için en az bir buçuk ay polen ve nektar kaynağımız olacak.

                               Okuyucu ve izleyicilere selam.