UYSALBAL 2020 YILI ARICILIK ÇALIŞMALARI DEĞERLENDİRMESİ
ÖZET
2020 Yılı Arıcılık Çalışmalarımda;
2019 yılında 160 arılı kovanla kışa girdim, 2020 yılı
baharına (20 mart sonrası) 154 sağlam kovanla çıktım;
17 tane 12+12=24 çerçevelik yeni kovan hizmete girdi.
700’ye yakın çerçeve;
55 kilo’ya yakın temel petek;
2 kilodan fazla paslanmaz çerçeve teli;
3 Maske, 7 çift eldiven, 1 körük;
20 adet 18 litrelik ( 26 kilo); 50 kadar 2,3 ve 5
kiloluk teneke alındı, bir kısmı kullanıldı.
20 Koli ( kolide 30 adet) kavanoz;
4 çuval toz şeker;
25 kilo kadar kek, ( ilerleyen günlerde daha da ilave
dilecek);
6 adet 1 litrelik formik asit; 6 paket rulamid
kullanıldı.
7. Yedi paket Bayvarol ( flumetrin içerir)
ÜRETİM
7 kilo propolis;
3 kilo kadar polen ( ev için );
1200 kilo civarında süzme bal, 15 çerçeve kadar petek
bal;
8 kilo civarında sır mumu; 15 kilo kadar normal mum
üretilmiştir.
OĞUL
Bu yıl İnece’deki arılıkta kayda değer oğul görülmedi.
Baraj kıyısındaki arıların çoğu oğul verdi. Haftada bir
ya da iki gün gittim. 22 oğul yakaladım, en az bu kadarı da gitmiş olabilir.
ANAARI YETİŞTİRME
Arılıkta uzun yıllardır gözlemlerime dayanarak kendi
arılarımın verimli olanlarından ürettiğim damızlıklardan 20 kadar yeni anaarı
ürettim. Bu anaarıların bir kısmını verimsiz anaarıların yerine kullandım.
YAZ ARISI KAYBI Maalesef bu yıl daha önceki yıllarda
yaşamadığımız olaylara tanık oldum. İnece’de temmuz ayının sonlarına doğru bazı
kovanlar zayıfladı, kovanlarda bal var, oğula yönelme var, doğru dürüst anaarı
ya da anaarı yüksüğü yok, sonuçta 7 kovan geriledi ve başka arılarla
birleştirildi. Baraj kıyısında çok oğul vermekten zayıflayan ve sonrasında
yağmalanan 4 kovan arı yaz kaybı olarak kaydedildi.
SONUÇ
Arılara çok emek verilmesine, çok masraf yapılmasına
rağmen, bu yıl beklenen ürün elde edilememiştir.
Bu değerlendirme (değeç) 2020 yılı ilkbaharında
arıların bahar bakımının yapıldığı süre ile 2020 yılı arıların kış düzenine
sokulduğu süreyi kapsar. Yaklaşık olarak 15 Mart ile 15 Kasım tarihleri
arasındaki arıcılık çalışmalarıdır. Ekim ayına geldiğimiz şu günlerden sonra
arılarda fazla bir işimiz yok. Varroa mücadelesi ve besin takviyesi
yapılabilir. Zayıf koloniler kovan içinde sıkıştırılabilir.
Arıcılık yaptığım Kırklareli’de arılarımın bulunduğu
mevkide bahar bakımına mart ayında ilkbaharın güzel güneşli günlerinde ilk
bakımlarım dış gözleme dayanır. Kovanın başında kovana giriş çıkış yapan
arılara bakarım. Kovan girişi temiz mi,
arılar bakımlı mı, düzgün çalışıyorlar mı, polen girişi normal mi? Yukarıdaki
soruların cevabı olumluysa kovanda işler yolunda demektir. Bu gözlemi her kovana 4-5 dakika süre
ayırarak yapıyorum. Kovan girişi temiz değilse, giriş- çıkışta arı trafiği az
ise, arılar kararsız bir şekilde uçuş tahtasında dolaşıyorsa, kovana polen
girişi zayıfsa, arılar huysuzluk yapıyorsa, genellikle arılar yaşlı görünüyorsa
o kovanda sorun var demektir. Ana sorun anaarıyla ilglidir. Kovan ya anaarısız
kalmıştır ve yalancı anaya kaçmıştır ya da anaarı problemlidir. Yani
yumurtlayamıyordur. Bu ilk dış gözlemden sonra güneşli güzel bir havada
sıcaklığın yirmi derecelerde olduğu bir zamanda hızlı bir şekilde sorunlu
görülen kovanlarda anaarı, yavru ve besin kontrolü yapılır. Olumsuz bir durum
varsa sorunun çözümleri şöyle olabilir. Anaarısız ise bu kovanı ya başka bir
arıyla birleştiririz, ya da yeterince işçi arı varsa sağlam kovanlardan birinden alacağımız günlük
yumurtalı ve arılı bir çerçeveyi bu kovana veririz. Arı birleştirmede arıların
birbirini kırmaması için birleştirme esansı kullanabiliriz. Fakat burada şöyle
bir durum var. Kovanlarda erkek arı olmalı ya da kapalı erkek arı gözleri....
Çıkacak anaarının çiftleşmesi için bu şart. Geçtiğimiz yıllarda mart ayının son
haftalarında bu işlemi yaptım ve olumlu sonuç elde ettim.
Bahar bakımında arının gelişim durumuna göre kovanlar
temizlenir, besin durumu kritik kovan varsa balla, şerbetle ya da kekle
besleyebiliriz. Havaların durumuna göre nisan başından itibaren 7-8 çerçeve
kapalı ve açık yavruya ulaşan kovanlara kat verebiliriz. Kat verme işi iyi ayarlanmalıdır.
Hava durumu yani sıcaklık ve soğukluk, nektar akışı dikkate alınmalı. Gereksiz
kat vermekten kaçınmalıyız. Kovan arıya
dar gelmeye başladı mı oğul tehlikesi var demektir. Nisan sonlarında ve hıdrellez zamanı havalar
uygunsa kat vermeli.
ARI HASTALIKLARI
Arıcılığımın ilk yıllarında arı az olduğu için
üzerlerine titrerdim, arılar hep tok olurdu. Su kaynakları temizdi. Bahar
bakımında hastalıklı arıya pek rastlamazdım. Kovan sayısı arttıkça, sağdan
soldan gelen oğulları kovanlara aldıkça ilerleyen yıllarda ilkbahar bakımı
yaparken az da olsa kovanı açınca kötü bir koku ile karşılaşmaya başladım. Kötü
kokunun nedeni adi yavru çürüklüğü imiş. İşi bilenlere sorunca tedavisinin
antibiyotik olduğunu söylediler. Benim için can sıkıcı bir durum. O kovanları
tedaviye başlayınca tedavinin bir gereği olarak mevcut anaarının
değiştirilmesidir. Anaarıyı kovandan alıyorum, antibiyotikli şerbeti veriyorum.
Kovan içinde yeni yavru olmadığı için koku ortadan kalkıyor ve son kapalı
yavrular çıkarken, elimde varsa çıkmaya yakın anaarı yüksüğü veriyorum, yoksa damızlık
kovanlardan günlük yumurtalı çerçeve veriyorum ve böylece yeni anaarıyla yola
devam ediyorum. Şimdiye kadar daha ağır bir hastalıkla karşılaşmadım.
BAHARIN BALLIKLARI KULUÇKALIĞIN ÜZERİNE KOYMA
Bahar bakımı esnasında iyi gelişmiş, kuluçkalıkta
sıkışmaya başlayan arılara ballık( ikinci kat) vermek gerekir. Ballık verirken
kuluçkalıktan alınan kapalı yavrulu ve arılı çerçeveler ballığa konur. Açık
yavrulu çerçeveler ve işçi arıların anaarının yumurtlaması için hazırladığı
çerçeveler kuluçkalıkta bırakılmalı. Kuluçkalıkta bırakılacak çerçeveler temiz
olmalı, çok kararmış, petek gözleri iyice daralıp, küçülmüş çerçeveleri
kovandan almalıyız. Kara peteklerde yavru varsa ballığa koyarken ikinci üçüncü
çerçeve olarak konulmalı, bal varsa kenar çerçeve olarak konulmalı; boş ise
kullanımdan kaldırılmalı. Çünkü eski peteklerin gömeçleri daraldığı için o
peteklerden çıkan arılar küçük yapılı doğuyor. Bal durumu da aynı nedenden
dolayı az oluyor. Kuluçkalıkta ve ballıkta çerçeveler nasıl dizilmeli?
Kenarlara ballı çerçeve bir ve onuncu çerçeve, iki ve dokuz temel petek, geri
kalan beş çerçeve ballı, polenli ve yavrulu çerçeveye olarak verilmeli.
Arıcılık yapılan yerin nektar durumuna göre ballıktaki çerçevelerin sıralanışı:
Kuvvetli nektar akımı varsa ballığın bir tarafına kabarmış çerçeve, ballı
polenli ve yavrulu çerçeveler, temel petek şeklinde on çerçeve verilebilir.
İstenirse temel petekler arının gelişimine göre peyder pey de verilebilir.
BİR ÇERÇEVE KAÇ YIL KULLANILMALI Eğer arıcı olarak
kuluçkalık ve ballık olarak iki katla çalışılıyorsa her sene kovandaki
çerçevelerin % 20-25 değişmeli. Yani çerçevelerin durumuna göre dört ya da beş
çerçeve değişmeli. Eskiyen çerçevenin petek gözleri daralır, peteğin her tarafı
kararmıştır ve ağırlaşır. Bu peteklerden çıkan yavru arılar küçük yapılı; bal
ise az olur.
KAT VERMEhttps://www.youtube.com/watch?v=5mnnvr-ySa4
Mart nisan
ayları bahar bakımıyla geçer.
OĞUL ZAMANI Arı çoğaltmak isteyen oğul ister. Yeterince
arısı olan arıcı pek oğul istemez. Trakya’da benim arıların pek çoğu oğul
verir. Oğul verdirmemek için uğraşırız ama bazı arılara 12 çerçevelik kovan
verdim, katını da zamanında verdim ama haziranda anaarı memesi kesmekten
kurtulamadım, ona rağmen yine de oğul veren kovanlar oldu. Çözümü oğulda ısrar
eden arıları bölmek ve anaarılarını değiştirmek. Kovana aldığım oğula ballı
çerçeve ve şerbet veririm.
ÖZEL ANAARILARIM 2016 yılında bal hasadı yaparken
kovanlardan birinin arılarının davranışı dikkatimi çekti. Arılar gayet sakin,
saldırmıyor, ballıktaki bütün çerçeveler (10 çerçeve) balla dolu ve sırlı,
çerçevelerden birinin alt kısmında anaarısı çıkmış boş bir anaarı yüksüğü
gördüm. Bir arı hem anaarı değiştirecek, hem de 10 çerçeve bal verecek ve
üstelik de çalışılması rahat bir arı olacak... Arıyı özel olarak izlemeye
başladım. Ertesi yıl ondan iki adet arı çoğalttım, 2018 ve 2019 ve 2020’de de
hem aynı kovandan, hem de onun kızları ve torunlarından şu an otuza yakın
kovanda damızlık olarak üretmeye devam... Bunların yanında yine bal verimiyle, temizliğiyle,
sakinliğiyle, çalışkanlığıyla dikkat çeken arılardan da damızlık üretmeye
devam... Bal verimi düşük bir yılda arılık içinde en fazla ballı çerçeve
aldığım arılar bu damızlıklar oldu. Hatta bu damızlıklardan birkaçı propolis
kapanlarını da propolisle tam kapadı.
BAL AKIMI ZAMANI Arıcılık yaptığım yörede ana bal akımı
herhangi bir endüstri bitkisi yoksa mayısın onuna doğru başlar, tirfiller,
yoncalar ve mor kekiler çiçek açar, mayısın yirmisinden sonra karaçalılar açar
ve gerçek bal akımı ve kar gibi petek örümü başlar ve havalar iyi giderse
haziran sonuna kadar devam eder. Bal akımı zamanı akşam saatlerinde kovanın
yanından geçerken ham bal kokusunu alırım.
Bal akımına güçlü ve kalabalık tarlacı arıyla giren kovanlarda haziranın
yirmisinden sonra sırlanmış petekler olabilir ve arıcı isterse o peteklerden
baharın çiçek balını süzebilir. Ben birkaç defa denedim, petekler sırlı
olmasına rağmen bal cıvıktı, yeterince olgunlaşmamış. Yani bal sırlı diye
alıyoruz ama aslında havalar ısınsa bal daha da koyulaşır. Haziranın sonlarına
doğru ayçiçekler çiçek açmaya başlar ve ballıktaki çerçeveler tam sırlı bir hal
alır.
Demircihalil köyünde baraj kıyısındaki arılarımın ana
nektar kaynakları mayıs ayında ballıbaba, tirfil, kekik, çeşitli çiçekler ve
çiçeklerinden bal damlayan karaçalılar mayıs sonunda açmaya başlar ve temmuza
kadar devam eder.
BAL HASADI Temmuz ve ağustos aylarında bal hasadı
yapılır. Ballıktaki çerçevelerin bal durumu kontrol edilir. Eğer güçlü bir
nektar akışı varsa, arıyı buna iyi hazırladıysak ballık 15-20 günde balla dolar
ve arılar kenar çerçevelerden başlayarak sırlama işine girişir. Kuvvetli arılar
ballığı doldurduğu gibi kuluçkalıktaki çerçeveleri de balla doldurur.
Ballıktaki çerçeveler sırlanınca hasat zamanı gelmiş demektir. Bazen hasatta
geç kalırsak orta çerçevelerin ortasına anaarı avuç içi kadar yavru atar.
Arıcılıkta en zahmetli ve en ağır iş bal hasadır.
Önceden maske, eldiven, körük, bal kasaları hazırlanır. Çadırda süzecek olan
çadırını kurar. Ben ise sabah erkenden arılığa gider, daha önceden belirlediğim
kovanlardan günlük 90-100 yüz çerçeve alır, plastik çerçeve kasalarına yerleştiririm.
Bu işlem sabah saat dokuz ya da ona kadar sürer . Bal hasadı yaparken
süzeceğimiz çerçevelerin üçte ikisi sırlanmış olmalı. Sırsız çerçeveleri alır
süzersek bal ekşiyip sirke gibi olur. Bal hasadında dikkat etmemiz gereken bir
konu da kuluçkalıktaki çerçevelerin durumudur. Kuluçkalıkta balsız çerçeve
varsa, o kovandan hasat yaparken dikkat
etmek gerekir. Arıya en az 15-20 kilo bal bırakmak lazım kışlaması için. Bu da
ballı 7-8 çerçeveye denk gelir.
Kovanlardan bal alma işi bitince eve gideriz. Önceden
hazırlayıp kurduğum bal süzme makinesinin yanına kasaları taşırım, 12-13 kasa
olur genelde. İki üç saat dinlendikten sonra sır alma tezgâhına onarlı onarlı
çerçeveleri alır sırrı alınan çerçeveleri süzme makinesine koyar ve saat beşe
kadar süzme işini bitiririz. Süzülen ballar önce kovalara doldurulur, sonra bal
dinlendirme kazanlarına dökülür. İşlem
böyle birkaç gün sürer.
Balını süzdüğümüz çerçeveleri akşamüstü kovanlara geri
veririz.
BALLARIN DİNLENDİRİLMESİ VE KAVANOZ VE TENEKELERE
DOLDURULMASI
150 kiloluk iki adet dinlendirme kazanı var. 150 kilo
kadar da 304 kalite paslanmaz çelikten bal kovalarım var. İki gün bal alınca
zaten yoruluyorum. Ortalama iki günde 400-450 kilo arası bal alıyorum. Bu arada
birkaç gün dinleniyorum. Kazanlardaki ballar da dinleniyor. Bal süzerken
kovalara akan bal süzgeçten geçiyor.
Balı kazanlara dökerken de kazanın süzgecinden geçiyor. Buna rağmen
üç-dört gün dinlenen balın üzerinde ince beyaz bir tabaka oluşur. Biz arıcılar
buna “balın kaymağı” deriz.. Bal kaymağı, çok küçük mum kırıntılarından ve
polenlerden oluşur. Kavanozlara ve tenekelere doldurmadan önce balın üzerindeki
kaymağı alırız. Kazandaki ya da kovadaki balın kaymağını almak için ya beyaz
pamuk bez ya da kâğıt havlu kullanırım. Bez ya da kağıdı bal kaymağının her
tarafını örtecek şekilde yayarım ve balla bez arasında boşluk kalmayacak
şekilde parmak uçlarıyla hafifçe bastırırım. 15-20 dakika sonra bez ya da kağıt
havluyu alırım, balın kaymağı beze yapışmış oluyor. Sonra yıkanmış temiz
kavanoz ve ya tenekeye doldururuz.
BAL HASADI SONRASI ARI BAKIMI
Bal Hasadından Sonra Yapılan işler: Ballıkta sırlanmış
balları zamanında almakta fayda var. Çünkü süzdüğümüz petekleri arıya geri
veriyoruz ve arılar petekleri düzeltiyor. Nektar gelirse bal doldurmaya
başlarlar, anaarıya yumurtlayacak çerçeve vermiş oluruz.
Bal hasadı sırasında dikkat etmemiz gereken konulardan
biri de çerçevelerde varroa yüzünden sakat yavru olup olmadığıdır. Eğer varroa
yüzünden sakat olan arı varsa o kovanlara müdahale edilmeli.
ARILARIN SONBAHAR BAKIMIYLA KIŞA HAZIRLANMASI
Bir arılı kovanın kışı rahat atlatıp, gelecek yıl
verimli olabilmesi sonbahar bakımının doğru yapılmasıyla yakından ilgilidir.
Bakım yaparken kovandaki arıların sağlıklı olması, parazitlerden arındırılmış
olması gerekir. Kovanda gerektiği kadar bal ve polenin bulunması gerekir.
Ayrıca kışa genç ve kalabalık işçi arıyla girerse baharda arımız hızlı gelişim
gösterir ve doğadaki kaynaklardan iyi faydalanır. Bunun için bakım yaparken
genelde biz arıyı kuluçkalıkta kışlatırız. Kovan kapağını alır kovan arkasında
yere koyarım, ballığı da alarak kapağın üzerine yavaşça koyarım. Kuluçkalıktaki
çerçeveleri sırayla elden geçiririm. Balsız ya da az ballı çerçeve varsa
alırım. Bunların yerine ballıkta varsa ballı çerçeveleri koyarım. Bütün bunları
yaparken özellikle anaarıyı kollamamız gerekir. Yani kovanda anaarının
varlığından ve sağlığından emin olmalıyız. Genelde benim arılar kuvvetlidir ve
on çerçeve olarak kışlarlar. Hatta bazı yıllarda kuluçkalıkta ve ballıkta
yeteri kadar bal olursa iki katlı kışlatırım. Tek katlı kışlatmalarda
kuluçkalığın üzerine örtü tahtası ya da bezi örterim. Genelde ortasında 4-5 cm
çapında deliği olan örtü tahtası kullanırım. Balı az olan kovanları beslerken
şerbetliği örtü tahtasındaki deliğin üzerine koyarım. Arılar şerbete buradan
ulaşır.
Varroa Mücadelesi: Arılarımız için birinci tehlike
varroadır. Şimdiye kadar değişik etken maddeli malzemeler kullandım. Amitraz,
flumetrin etken maddeli malzemeler ve organik asitler... Bitkisel yağlar da
kullandığım oldu. Bunların içinde en iyisi formik asit ve oksalik asit... Bu sene
arılarda varroa çoktu. Bal hasadından
hemen sonra üç tur amitraz içerikli malzeme kullandım. Formik asit için havalar
fazlasıyla sıcaktı. Eylül sonunda sıcaklık 25 derecenin altına düşünce
çekmeceli kovanlarda formik asit kullandım.
Bal durumu yeterli olmayan kovanlar belirlendi ve
onlara besin takviyesi yapılacak.
Yabani arılara ve yağmacılara karşı önlem alma: Bu yıl
fazla sarıca arı yok, dolayısıyla onlarla ilgili çalışma yapmadım. Yağmacılığa
karşı zayıf kovanların giriş deliğini daralttım. Geçmiş yıllarda yabani sarıca
arılara karşı 5 ya da 10 litrelik pet su şişesinin üst kısmını, daralmaya
başlayan yerden keserdim. Sonra şişenin ağız kısmını ters çevirerek huni gibi
şişenin diğer kısmına kolayca çıkmayacak şekilde sıkıca yerleştirirdim. Şişenin
gövde kısmına bıçağın ucunu birkaç defa sokar çekerim ve oradan hava akımı
oluşur. Daha sonra sarıca arılar et de yedikleri için pet şişeye birkaç gramlık
kıyma atardım. Etin kokusunu alan sarıca arılar şişenin ağız kısmından girerler
ama çıkamazlardı. Böylece yüzlerce sarıca arı imha ediliyor.
Abim sabirsizlikla takip ettigim nesli tükenmiş üçbeş blogerden birisin.samsundan yaziyorum.üç beş senedir bloglari sadece okuyorum bugune kadar hiç yorum yazmadim.bloglarin cafcafli yogun zamanlarini kaçirmişim şuanda diger sosyal medya kanallarini kullanmiyorum.keşke eskisi gibi kalabalik olsaymis buralar.velhasil üçyüz beşyüz sayfalik kitap özetinde yararli bir yayin olmuş bir Allah razi olsunu ifade etmemeyi vebal gordüm kendime.selam ve selametle abim.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilMerhaba Halil Tuncel, yorumlarınız için teşekkür ederim. Evet, bloglarda eskisi gibi yazan yok. Yorumlarınızı bugün bloğa bakarken fark ettim.
YanıtlaSil